Yazar: Termotronik

Hastanelerde Havalandırma Sistemi

Hastanelerde havalandırma sistemleri, optimum sıcaklığı, nemi ve personelin ve hastaların sağlığını koruyacak özellikte bir hava akımını sağlamalıdır. Herhangi bir binanın havalandırma sistemi düzenlenirken havalandırma kanallarının ve fanların büyüklüklerinin ve kanallardaki hava akım hızlarının doğru hesaplanması büyük önem taşır. Isıtma-soğutma düzenekleri, gürültüyü azaltıcı düzenekler ve partikül tutucu filtreler havalandırma sistemlerinin diğer önemli bileşenleridir. Hastane içindeki hava sirkülasyonu boyunca, hava içindeki gaz kontaminasyonu giderek artar. Havanın temizlenebilmesi için sadece filtrasyon yeterli değildir. Bu nedenle, hastane içindekilerin sağlığını korumak ve konforunu sağlamak amacıyla, sirküle olan havanın bir bölümünün mutlaka dışarıdan gelen taze hava ile değiştirilmesi gerekir.

Nozokomiyal enfeksiyonların önlenebilmesi için gerekli ek özellikler nedeniyle, hastane ventilasyon sistemlerinde filtrasyon önem kazanır. Uygun filtrasyon teknolojisi kullanılarak, enfeksiyon kontrolü açısından gerekli görülen yerlere partikülden arındırılmış hava vermek mümkündür. Hastanelerdeki tüm havalandırma sistemlerinde iki ayrı filtre sisteminin bulunması; bunlardan birincisinin etkinliğinin %30 veya üzerinde, ikincisinin etkinliğinin ise %90 veya üzerinde olması gereklidir. Bazı filtre sistemleri ≥0.3μm partiküllerin %99.97’sini tutabilir. Bu filtrelere “High Efficiency Particulate Air” (HEPA) filtresi adı verilir. Bu sistemin pahalı olması nedeniyle hastanenin özel bölümlerinde (ortopedi ameliyathaneleri, immünsüprese hastaların yattığı üniteler) tercih edilmesi uygundur. Ortam sıcaklığı 21-24 °C ve rölatif nem %30-60 olmalıdır.

Tüm havalandırma sistemlerinin bakımı ve idamesi, enfeksiyon kontrolü açısından büyük önem taşır. Uygun monitorizasyonu ve bakımı yapılmayan havalandırma sisteminde aksaklıklar meydana gelir. Gerekli periyodik bakım yapılmadığı takdirde havalandırma sistemleri patojen mikroorganizmalar için bir rezervuar haline gelebilir. Hastane içinde oluşturulan her tür özel havalandırma sisteminin bakımı teknik ekip tarafından düzenli olarak yapılmalı, filtreler değiştirilmeli, sıcaklık, nem ve akım kontrolü yapılmalıdır.

Kaynaklar

1. Streifel AJ. Design and maintenance of hospital ventilation systems and the
prevention of airborne nosocomial infections. In: Hospital Epidemiology
and Infection. Mayhall CG. Third Edition. 2004.sayfa 1577-1589.
2. Damani N.N. Design and maintenanace of health care facilities. Manual of
Infection Control Procedures. 2 nd Edition. sayfa 17-26.
3. Guidelines for Environmental Infection Control in Health-Care Facilities.
Recommendations of CDC and the Healthcare Infection Control Practices
Advisory Committee(HICPAC) Atlanta, 2003.
4. Şardan Çetinkaya Y. Hastane ventilasyon sistemlerinin düzenlenmesi ve
hava yolu ile bulaşan nozokomiyal enfeksiyonların önlenmesi. Hastane
Enfeksiyonları. Doğanay M, Ünal S. Ankara 2003: 399-407
5. Teksöz E. Yoğun bakım üniteleri ve izolasyon ünitelerinde havalandırmalar.
5. Ulusal Sterilizasyon Dezenfeksiyon Kongresi 2007: 451-465.

Sistem (Sunucu) Odalarının İklimlendirilmesi, Algılama ve Uyarı Sistemi

İklimlendirme kapalı bir ortamın sıcaklığını, hava temizliğini, nemini, hava hareketlerini istenilen seviyelere şartlanmasıdır. Tanımlanan seviyelere erişilmesi de kapalı bir ortamda havayı soğutan, ısıtan, temizleyen ve nemini kontrol eden bir süreç ile sağlanır.

Sistem odaları içerisinde barındırılan cihazların kesintisiz çalışması için gerekli ortamı sağlamak amacını güderler. Sistem odasında fiziksel değerlerde yaşanabilecek sorunlar cihazların başarımının düşmesine, durmasına hatta bozulmasına neden olabilmektedir.

Ortamı etkileyecek fiziksel değişimlerden olma olasılığı sık ve yüksek olanları aşırı sıcaklık ve nem artışıdır. Bu iki etkene ek olarak sistem odasına enerji sağlayan hatlarda oluşabilecek enerji kesintisi yada fazlalığı da sistemi etkileyecek diğer bir etkendir.

Afetlerde yine sistem odasının sürekliliğini tehdit eden diğer olasılıklardın. Bunlardan en olası ve en tehlikelisi yangındır. Ardından su baskınları ve depremler gelmektedir. İnşa edilen yeni sistem odasında bütünleşik bir algılama ve uyarı sistemi kurulmuştur. Sistemde odanın her bir bölmesine yerleştirilen sıcaklık, nem algılayıcıları yerleştirilmiştir. Bunlara ek olarak yangın söndürme tertibatına bağlı duman algılayıcılarından değerler alınmaktadır.

Algılayıcıların yanı sıra sistem odasında bulunan kesintisiz güç kaynağı, iklimlendirme sistemleri ve yangın denetleyicilerinin mevcut durumları hakkında veriler toplanmaktadır.

Algılama ve uyarı sisteminin topladığı veriler anlık olarak yerel ağ ve internet üzerinden takip edilebilecek bir şekilde tanımlanmalıdır. Sistemde oluşan tehlike anlarında ise sistem GSM ve sabit hat üzerinden sorumlu çalışanların telefonlarına ileti veya Sesli Arama ile bilgi verebilmelidir.

kaynak: Gazi Üniversitesi – Sistem Odası Kullanım Yönergesi

DataLogger (Veri Kaydedici) Nedir?

Veri Kaydedici bilgiyi belli zaman aralıkları ile kaydeden elektronik bir cihazdır. Kaydedilecek bilginin türü kullanıcı tarafından belirlenir. Buradaki maksadımız doğrultusunda konumuz sıcaklık, nem, basınç, voltaj, su seviyesi ,rüzgar hız-yön, güneşlenme değerleri, yağış toprak sıcaklıkları, halihazır hava, buharlaşma vbg. fiziksel parametrelerle sınırlıdır.

İnsanlar uzun yıllardır kaydediciler kullanıyorlar, yani yeni icad edilmiş değiller. Bulunmadığımız bir yerde neler olduğunu öğrenme isteğimiz var. Örneğin çoğumuzun sabahları uyandığımızda gece boyunca enerji kesintisi olup olmadığını anlamaya çalıştığımız olmuştur. Bunu anlamak için çeşitli yollar vardır. Enerjinin biz uyurken kesilip kesilmediği veya kesintinin süresi aslında çoğumuzun yaşantısını etkilemeyebilir. Ama eğer içinde bozulabilir yiyecek bulunan büyük bir soğutucu durmuşsa o zaman durum çok farklı olacak ve biz enerji kesintisinin süresini, sıcaklığın ne kadar yükseldiğini ve bu durumun ne kadar sürdüğünü bilmek isteyeceğiz.

Bu, kaydedicilerin işe yarayacağı bir durumdur.

Veri Kaydediciler genellikle enerjinin kolayca götürülemediği uzak alanlarda kullanılır. Saha çalışmalarında, taşıma (nakliye) sırasındaki izlemelerde, ısıtma/soğutma/havalandırma (HVAC) testlerinde, problem belirlemede, kalite çalışmalarında, genel araştırma ve eğitim bilimlerinde çalışanlar için idealdir.

Veri kaydediciler geniş uygulama alanı olan cihazlardır. Küçük olmaları nedeniyle, sapa ve zor yerlere yerleştirmek için idealdirler.

kaynak: meteorname.wordpress.com/2012/04/25/134/

IoT (Internet of Things / Nesnelerin İnterneti) Nedir?

“Nesnelerin İnterneti” (Internet of Things) kavramı ilk kez 1999 yılında bir şirket için hazırlanan bir sunumda kullanıldı. Bu sunumda şirketin tedarik zincirinde çeşitli kablosuz haberleşme teknolojilerini uygulamasının firmaya faydaları sıralanmakta ve kullanımı  önerilmekteydi.

Daha sonraki yıllarda gelişen teknolojiler sayesinde milyarlarca insanın bilgisayarlar ya da taşınabilir mobil araçlarla internete bağlanmalarını sağlamıştır.

Bu aşamadan sonra beklenen büyük adım birbirlerine bağlı bilgisayarların, birbirlerine bağlı nesneler ile bilgi alışverişi yapmasıdır.

Arabalardan kitaplara, elektrikli aletlerden yiyeceklere, buzdolaplarından su ısıtıcılarına, akıllı binalardan ayakkabılara kadar aklınıza gelebilecek tüm şeylerin/nesnelerin birbiri ile bağlanmaları gelecekte bizleri bekleyen bir gelişme olacaktır.

İşte bu da Nesnelerin Interneti (Internet of Things) olarak tanımlayabileceğiz aşamadır.

Neleri bağlıyoruz?

Nesneler, algılayıcılar ve elektronik devreler ile donatıldığında, “düşünme”, “hissetme” ve “konuşma” özellikleri elde etmeye başlarlar. Böylelikle, bizlerle iletişime geçerek durum bilgilerini güncelleyebilecek yetiye erişirler.

Mobil ağlar ve internetin gelişimiyle birlikte bu nesneler/şeyler, kişiler/kurumlar ile iletişim kurabilecekler ve bizler de onları her yerden, her zaman gözlemleme ve kontrol etme şansına sahip olacağız.

Böylece belki de “Akıllı Dünya” hayallerimiz gerçek olacak. Önümüzdeki yıllardaki Internet uygulamaları IPv6 protokolü ile çalışacak ve bu nedenle çok daha fazla şeyi/nesneyi tanımlayabilme şansına sahip  olabileceğiz. Hal böyle olunca en kısa sürede, hemen ve her türlü nesneyi belirleyebileceğiz. Her bir bireyin etrafını çevreleyen ortalama 3000-5000 nesne olduğunu düşünürsek, gelecek bizim için daha kontrol edilebilir bir hale dönüşecektir.

Kaynak: inet-tr.org.tr/inetconf16/bildiri/27.pdf

Isı ve Sıcaklık Arasındaki Farklar

Sıcaklık; Bir maddeyi oluşturan taneciklerden birinin ortalama hareket(kinetik) enerjisini ifade den bir değerdir. Sıcaklık, enerji değildir. Termometre ile ölçülür.

Isı; Sıcaklıkları farklı iki madde arasında alınıp verilen enerjinin adıdır. Bu durumda sıcaklıkları eşit iki madde arasında ısı aktarımı gerçekleşmez. İki maddeden birinin sıcaklığının diğerinden farklı olması halinde, sıcaklığı yüksek olan maddeden sıcaklığı düşük olan maddeye enerji aktarılır. Maddenin, katı, sıvı veya gaz halinde olması ısının tanımını değiştirmez. Bir başka şekilde bir maddeyi oluşturan taneciklerin toplam hareket enerjisine ısı denir.

Isı, bir enerji olduğu için birimi joule ( j )’dur. Bir başka ısı birimi ise kalori (cal)’dir. (1 kalori = 4,18 joule dür.)

Farklı sıcaklıklara sahip cisimler birbirlerine temas ettiklerinde aralarında ısı alışverişi gerçekleşir. Sıcaklığı yüksek cismin taneciklerinin sahip oldukları hareket enerjisi daha büyüktür.

Sıcak cismin tanecikleri, soğuk cismin tanecikleriyle temas ettiklerinde enerjilerinin bir kısmını bu taneciklere aktarırlar. Böylece sıcak cisimden soğuk cisme ısı akışı olur. Sıcak cismin sıcaklığı biraz düşer. Soğuk cismin sıcaklığı biraz artar. Eğer cisimler arasındaki ısı alış verişi sona erene kadar beklenirse her iki cismin sıcaklığı da eşit olur. Sıcak su torbaları, ısı alışverişi sayesinde bizi ısıtır. Üşüyen el ve ayağınıza sıcak su torbasını koyduğunuzda torbadan size aktarılan ısı, el ve ayaklarınızın sıcaklığını arttırarak üşümenizi engeller.

Isı ve Sıcaklık Arasındaki İlişki ve Özellikleri

Boşlukta yer kaplayan, hacmi, kütlesi ve eylemsizliği olan her şeye madde denir. Madde, doğada fiziksel özelliklerine göre katı, sıvı ve gaz olarak 3 halde bulunur.

  • Madde hangi halde olursa olsun bütün maddeler taneciklerden oluşmuştur. Maddeleri oluşturan tanecikler bazı maddelerde atomu bazı maddelerde de molekülü temsil eder.
  • Maddeyi oluşturan taneciklerin arasında boşluk bulunur.
  • Madde hangi halde olursa olsun maddeyi oluşturan tanecikler hareket halindedir. Bu nedenle maddeyi oluşturan taneciklerin hareketlerinden dolayı hareket (kinetik) enerjileri vardır.

Isı ve Sıcaklık Arasındaki Farklar

  1. Isı bir enerji çeşidi, sıcaklık ise bir ölçümdür.
  2. Isı kalorimetre kabı ile sıcaklık termometre ile ölçülür.
  3. Isı birimi kalori (cal) veya Joule, sıcaklık birimi ise derecedir.
  4. Isı, madde miktarına bağlıdır, sıcaklık ise madde miktarında bağlı değildir.

Hal Değişimi

Uygun koşullar sağlandığında maddeler bulundukları halden başka bir hale dönüşebilir. Örneğin, katı halde bulunan dondurmamızı yerken bir süre sonra onu sıvı halde görebiliriz. Çünkü katı haldeki maddeler yeterince ısı aldıklarında sıvı hale geçer. Bu olaya erime denir. Isıtıldığında katı yağın, güneş açtığında karın ve buzun sıvı hale geçmesine erime, diğer bir ifade ile hal değiştirmeye örnektir.

Sıvı halde bulunan maddeler ise yeterince soğutulduklarında katı hale dönüşür. Bu olaya donma denir. Maddelerin soğuması etraflarına ısı verdikleri anlamına gelir. Erimiş dondurmayı soğuttuğumuzda sıcaklığı gittikçe düşer ve katı hale geçer. Benzer şekilde suyu yeterince soğuttuğumuzda hal değiştirerek buza dönüşür.

Isının maddelerde erimeye yol açtığını öğrenmiştik. Isının maddeler üzerindeki bir diğer etkisi de bozunmadır. Maddelerin ısı etkisiyle yapılarının değişmesine bozunma denir. Tahıllar, odun, kumaş, şeker gibi bazı maddeler ısıtıldıklarında erimez, bozunur. Bu tür maddeler ısıtıldığında renkleri değişir.

İlaç Saklama Koşulları – Herkes İçin

İlaçlarınızı uygun ortam şartlarında saklamanız ilacınızdan en iyi faydayı görmeniz için önemli bir etkendir.

Kimyasal özellikleri gereği ilaçlar, uygun ortamda tutulmadığında yapıları değişerek bozulabilirler. Bu da kullanılan ilacın etki etmemesi sonucunu doğurabileceği gibi ciddi sağlık problemlerine de sebep olabilmektedir. İlaçların saklama koşulları kimyasal yapılarına göre değişmekte ve yapılan detaylı analizler sonucunda belirlenmektedir.

Bu analizler sonucunda ilaçların son kullanma tarihleri belirlenir. Ayrıca; İlaçlarınızı kendi kutularında ağzı kapalı olarak muhafaza etmek, hava ve güneş ile temas ederek bozulmalarını da önlemiş olursunuz.

Yapılan araştırmalar evdeki ilaçların %61 oranında mutfakta saklandığını ortaya çıkarmıştır. Evlerin mutfaklarında yemek pişirildiği için genellikle sıcaklık oda sıcaklığının üzerinde olmakta ve nem oranı bir hayli yüksektir. Bu nedenle ecza dolabınızı mutfak dışında bir odada bulundurmanız daha uygundur.

Oda Sıcaklığında Saklanması Gereken İlaçlar

Eğer ilacınızın ambalajında oda sıcaklığında saklamanız gerektiği yazılmışsa bu ilacınızı 15-25 derece arası bir sıcaklıkta saklamanız gerektiğini belirtir. Eğer ecza dolabınızın bulunduğu odanın sıcaklığı bu değerlerin üzerinde oluyorsa ecza dolabınızı daha serin bir odaya taşımalısınız.

Serin Yerde Saklanması Gereken İlaçlar

Eğer ilacınızın ambalajında serin ortamda saklamanız gerektiği yazıyorsa bu ilacınızı 8-15 derece arası bir sıcaklıkta saklamanız gerektiğini anlatır. Serin yerde saklanması gereken ilaçlarınızı buzdolabına kesinlikle koymayınız.

Buzdolabında Saklanması Gereken İlaçlar – Soğuk Zincir İlaçları

Eğer ilacınızın ambalajında 2-8 derece arasında saklamanız gerektiği yazıyorsa bu ilaçlarınızı soğuk ortam olan buzdolabında saklamanız gerekmektedir.

Bu tip ilaçların eczaneden temini sırasında ilaçlarınızı taşırken bozulmasını önlemek amacıyla size bir buz aküsü eşliğinde teslim edilecektir. Burada en sık yapılan hata buz aküsü ile birlikte ilaçların da buzdolabının buzluk ya da derin dondurucu bölmesine koyulmasıdır.

Son olarak, İlacınızın saklama koşulları ile ilgili olarak tereddüde düştünüz durumlarda mutlaka eczacınıza danışın. Size en doğru ve güvenilir bilgiyi Eczacınız verecektir.

Güvenli bir web sitesi için SSL nedir, nasıl çalışır?

Günümüzde internet üzerinden alışveriş mağazalarının ve kullanıcıya özel hizmetlerin yönetildiği sitelerin güvenilir hizmet noktasında altyapılarının temeli olan SSL protokolünü web sitemizde müşterilerimize sunmanın gururunu yaşıyoruz.

Kısaca SSL protokolünden bahsedecek olursak;

SSL’in açılımı Secure Sockets Layer (güvenli giriş katmanı) dır. SSL, server ile alıcı iletişimi esnasında verilerin şifrelenerek yapılması işlemidir. En bilinen kullanımı ise, web sitesindeki veri alışverişi esnasında, server ile internet tarayıcısı arasındaki iletişimi şifrelenmesidir.

SSL, standart bir algoritmadan oluşmaktadır. Güvenli veri iletişimi için birçok web sitesi SSL teknolojisini kullanmaktadır. SSL işleminin çalışması için server tarafında bir anahtar ve alıcı tarafında çalışacak bir sertifika olması gerekmektedir.

Özellikleri

  • Gelen verinin kodlaması ve şifreyi çözmesi esnasında güvenlik ve gizliliği sağlar
  • Veriyi gönderenin ve veriyi alanın doğru yerler olduğunu garanti eder
  • Doküman arşivi oluşturulmasını kolaylaştırır
  • İletilen dokümanların tarih ve zamanını doğrularlar

SSL Nasıl Çalışır ?

SSL Public Key/Private Key adı verilen anahtarların kullanımına dayalı bir kodlama yöntemine dayalıdır.

SSL kodlama için iki adet anahtar bulunmaktadır. Bu anahtarlar, dijital ortamda kodlanmış yazılımlardır. Bir anahtarın kitlemiş olduğu veriyi, sadece diğer anahtar açabilir. Anahtarlarınızı yarattıktan sonra (SSL default olarak bu işlemi yapmaktadır, sizin herhangi bir işlem yapmanıza gerek yoktur), anahtarlardan biri (private key) sizde kalır. Diğer anahtar (public key) ise, bağlantı kurmak istediğiniz kişilere gönderilir.

Dışarıdan sizinle iletişime geçmek isteyen kişi, public key’i kullanarak mesajı güvenli bir şekilde size gönderir. Veri, size ulaşmadan, transfer sırasında veriye ulaşılsa bile, şifrenin çözülmesi için sizde bulunan private key gerekecektir. SSL türüne göre 40 bit veya 128 bit şifreleme kullanılmaktadır. Bu karmaşıklıktaki şifrelemenin çözülmesi ileri tekniklerle dahi çok zaman alacaktır.

Kısaca SSL veri alışverişi yapan bilgisayarların, herhangi bir kişinin veriye müdahale etmesini önleyerek, sadece veri alışverişi yapan bilgisayar arasında, güvenli bir şekilde verinin aktarılmasını sağlar.

Elektrik kesintisinde buzdolabınızın her bir saat içinde +2°C ısı artışı yaşadığını biliyor muydunuz?

Buzdolabı; buhar sıkıştırma yöntemiyle çalışan, gıdaların soğuk tutularak uzun zaman muhafaza edilmesini sağlayan soğutma makinesidir.

Soğutmanın amacı kapalı bir mahâlde, çevre sıcaklığının altında sıcaklıklar elde etmek ve bu düşük sıcaklığı sürekli olarak muhafaza etmektir. Ancak ısı sıcaktan soğuğa kendiliğinden akarken, tersine akış kendi kendine olmaz. İki sistem arasındaki dengeyi bozabilmek için enerji gereklidir. Günümüzde bu iş soğutucu makineler tarafından gerçekleştirilir. Soğutucu makineler çalışma prensiplerine ve çalıştıkları sıcaklık aralığına göre sınıflandırılırlar. Buzdolapları ise soğutucu makinelerin evlerde kullanılan tipidir.

Soğutma devresi elemanları;

Kompresör

Kompresörler soğutucu sistemin kalbini oluşturmaktadır ve çalışma prensipleri ne olursa olsun buharlaştırıcıdan çıkan gazı yoğuşma basıncına kadar sıkıştırılması işlevini yerine getirmektedir. Bu işlevi yerine getirebilecek başka kompresör çeşitleri ve tasarımları mevcut olmakla birlikte ev tipi buzdolaplarında hermetik pistonlu kompresörler kullanılmaktadır. Hermetik kompresörlerde tek fazlı, iki kutuplu asenkron indüksiyon motorları bulunmaktadır. Değişken hızlı kompresör uygulamalarında, hız kontrolü frekansın değiştirilmesi yoluyla gerçekleştirilmektedir. Hız kontrolü yapılan kompresörlerde doğru akım motorları, indüksiyon motorları ve senkron motorlar kullanılmaktadır.

Kompresör silindir hacmi, buzdolabı hacmi ve kullanılan soğutkana bağlı olarak 2 cm3 ve 10 cm3 arasında değişmektedir.

Buharlaştırıcı (evaporatör)

Buharlaştırıcı, kısılma vanasından gelen düşük sıcaklık ve düşük basınçtaki sıvının, kabin ısısını alarak buharlaştığı bölümdür. Bu nedenle demir, çelik, pirinç, bakır ve alüminyum gibi malzemelerden imal edilir. Kabin içinde saklı veya kabin yüzeyinden yaklaşık 30 mm uzaklıkta harici olarak monte edilmektedir. Harici olarak yerleştirmede toplam ısı geçiş katsayısı daha yüksek olmaktadır. Hava ile buharlaştırıcı yüzeyi arasındaki ısı geçişi, doğal ya da zorlanmış taşınım ile gerçekleşir. Doğal ısı taşınımı, ufak dirençlerle karşılaştığında bile sorun yaratmaktadır. Bu nedenle bir fan kullanılarak, hava dolaşımının zorlanmış ısı taşınımıyla elde edilmesi tercih edilmektedir. Zorlanmış ısı taşınımında daha çok kanatlı buharlaştırıcılar kullanılmaktadır. Buzdolabında, tek buharlaştırıcı kullanılabileceği gibi, birden fazla buharlaştırıcı da kullanılabilmektedir. İki buharlaştırıcı kullanıldığında, bunlardan biri donmuş gıda depolama bölümüne, diğeri de taze gıda depolama bölümüne konulmaktadır. Tek buharlaştırıcılı sistemlerde, fanlar yardımıyla hava hareketi sağlanarak, değişik bölmelerin istenilen oranlarda soğutulması sağlanmaktadır.

Filtre (Drayer)

Drayer filtre kurutucu;Soğutma sistemlerinde montaj sırasında kalabilecek kaynak artıklarını kompresörün zamanla aşınıp soğutucu akışkanla sisteme yayılan metal tozlarını süzer nem ve oluşabilecek asidi tutar. Kondenser çıkışına varsa likit deposundan sonra monte edilir. Kompesör yanması,gaz kaçağı gibi arızalar ve büyük tadilatlarda drayerin değişimi gerekir.

Termostat

Termostat soğutma sıcaklığını ayarlayan devre elemanıdır.İç yapısında yine soğutma sistemlerinde kullanılan gazlardan biri bulunur (R 12 ,R134 a v.b) Buzdolaplarında evaporatöre monteli olur içi gaz dolu bulpun ucu (yaklaşık termostatın 1,5 metre uzunluğunda kılcal borusu bulunur) evaporatöre monteli olup evaporatördeki soğutma arttıkça bulp içindeki gaz termostat gödesindeki körüğün şişerek kontağı açmasına ve bu kontağa bağlı kompresörün devre dışı kalmasına sıcaklık yükseldiği zaman körüğün sönerek tekrar kontağı kapamasıyla kompresörün çalışmasına sebep olur.Bu şekilde soğutma sıcaklığı termostatda ayarlanan değerde kalır aynı zamanda kompresörün dinlenmesi sağlanır.Klima sistemlerinde termostat ortam sıcaklığına göre kompresörü devreye alıp çıkarır.

Kılcal boru

Soğutkanın Kılcal borudan gaz halde geçişi zordur(buhar tıkacı),sıvı haldeki soğutkan daha kolay geçer,Kılcal borunun bu özelliğiyle Soğutkanın akışı kontrol edilerek kondanserde yüksek basınç evaporatörde alçak basınç alanı oluşturulur. Küçük kapasiteli soğutma,klima sistemleri için basit ve ucuz bir çözümdür. Kompresör durduğunda akış soğutma devresindeki basınç farklılığı dengeleninceye kadar devam eder,bu olay kompresörün bir sonraki çalışması için kalkış kolaylığı sağlar. Kullanılacak kılcal borunun boy ve çap ölçüleri soğutma kapasitesi,Soğutkanın cinsi,evaporasyon,kondanzasyon durumuna göre değişir.

Soğutucu Gaz

Buzdolabının içindeki ısıyı dışarı taşımak için kullanılan akışkan maddelerdir. Soğutkanlarda bulunması gereken bazı özellikler şunlardır:

  • Çevresel uyum
  • Yanıcı, patlayıcı, zehirli olmaması
  • Sistemin hiçbir yerinde kimyasal değişikliğe uğramaması
  • Düşük maliyet

Isı değiştirici

Buzdolabı soğutma devresinde, yüksek basınçlı soğutkanın dolaştığı borulara basma boruları, alçak basınçlı soğutkanın dolaştığı borulara da emme boruları denilmektedir. Emme ve basma borularının bir bölümü birleştirilerek bir ısı değiştirici meydana getirilir. Isı değiştirici; basma borusu, emme borusunun içinden geçecek şekilde yapılabileceği gibi, basma ve emme borularının ayrı ve açıkta birleştirilmesiyle de elde edilebilmektedir. Isı değiştiricisinde, buharlaştırıcıdan gelen soğutkan bir miktar ısınma yoğuşturucudan gelen soğutkan bir miktar soğuma imkânı bulur. Yoğuşturucudan gelen soğutkanın soğuması, kısılma vanasında başlayan buharlaşmayı azaltıcı yönde etki yapmaktadır. kısılma vanasında buharlaşamayan soğutkan, buharlaştırıcıda buharlaştığından soğutma kapasitesi artmaktadır. Buharlaştırıcıdan gelen soğutkanın ısınması, kompresöre sıvı soğutkan ulaşmamasını garanti altına alırken, soğutkanın kızgın buhar haline geçmesini de sağlamaktadır. Bu yöntem soğutma sisteminin verimini artırmaktadır.

Soğutma çevrimi

İdeal çevrimde, soğutucu akışkan kompresöre doymuş buhar halinde girer. Uygulamada ise soğutucu akışkanın hal değişimi hassas bir şekilde kontrol edilemediğinden, soğutucu akışkanın kompresöre kızgın buhar halinde girmesi sağlanacak şekilde sistem tasarlanır. Kompresör (1), buharlaştırıcıdan (5) gelen kızgın buhar halindeki soğutkanı, emme vanasının açılmasıyla emer. Soğutkan silindire girmeden kompresör içinde basınç kaybına uğramaktadır.

Soğutkan, kompresör içinde bulunan silindir hacmindeki bir piston aracılığıyla sıkıştırılır. Sıkıştırılan soğutkanın basıncı yükselir. Soğutkanın silindiri terk edebilmesi için basma vanasındaki basınç kayıplarını yenmesi gerekmektedir. Basma vanasının açılmasıyla soğutkan yüksek basınç ve sıcaklıkta pompalanır.

Basma borusu boyunca ilerleyerek yoğuşturucuya (2) gelen yüksek basınç ve sıcaklıktaki soğutkan, ortama ısı atarak önce yoğuşmakta, sonrasında aşırı soğutularak yine yüksek basınçta sıvı soğutkan haline geçmektedir. Soğutkan yoğuşturucuda da basınç kaybına uğramaktadır.

Daha sonra soğutkan kısılma vanası (3) girişine gelir. Soğutucu akışkanın kılcal boruda kısılması esnasında entalpisi sabit kalır. Kısılma sürecinde sistem basıncı yoğuşturucu basıncından (yüksek basınç), buharlaştırıcı basıncına (alçak basınç) düşer. Isı değiştiricide (4) bir miktar ısı kaybeden soğutkan buharlaştırıcıya (5) ulaşır.

Buharlaştırıcıda da bir miktar basınç kaybına uğrayan soğutkan, soğutma ortamından ısı çekerek buharlaşır. Ardından emme borusu boyunca ilerleyerek tekrar ısı değiştiriciye gelir. Bu sefer ısı kazanır ve kompresöre kızgın buhar halinde döner.

Soğutma çevrimlerinin analizinde, genellikle ideal bir referans çevrim kullanılır. Sıkıştırma sürecinin izentropik olduğu varsayılmaktadır. Kısılma süreci de ısı değiştiricideki ısı geçişi göz önünde bulundurulmayarak adyabatik olarak kabul edilmektedir. Buharlaştırıcı ve yoğuşturucudaki basınç kayıpları dikkate alınmamaktadır.

No Frost Buzdolabı

No frost buzdolaplarında gazlı, kompresörlü soğutma sistemi devre elemanlarının her biri mevcuttur, farklı olarak, evaporatör etrafında bulunan ısıtıcı rezistanslar, bu rezistansları devreye alan ve çıkaran zaman rölesi (timer) ve evaporatör üzerinden hava akışı ile hızlı soğutma sağlayan fan(lar) bulunur. Gün içerisinde belli aralıklarla rezistanslar evaporatör üzerinde biriken karı eriterek hem buzdolabının daha verimli çalışmasını sağlar hem de hiçbir zaman kullanıcının buzları eritmesine ihtiyaç kalmaz. Kullanıcı bu işlemin farkında olmaz. Buzdolaplarında eriyen buzların suları genelde kompresör üzerindeki hazneye giderek kompresörün sıcaklığı ile buharlaşır veya dolabın altına kadar uzatılan kondenser borularının içinden geçtiği bir su toplama kabında kondenser borusunun sıcaklığı ile buharlaşır.

Kaynaklar

* Ana Britannica Cilt 19, Ana Yayıncılık
* Yavuz T. (2001). Kesintili ve Sürekli Çalışmanın Buzdolabı * Performansı Üzerindeki Etkisi
* Ayber, R. (1983). Soğutma Tekniği Ders Notları, İTÜ Makine Fakültesi Ofset Atölyesi, İstanbul
* Zorkun, M. E., Ardıç, A. R. (1980). Soğutma Tekniği ve Klima, MEB, Ankara
* Wikipedia (http://tr.wikipedia.org/wiki/Buzdolabi)